hreklam

3 Haziran 2015 Çarşamba

MOBİL TEKNOLOJİ MECARASI


Dünya üzerinde sürekli olarak en çok kullanılan teknolojinin mobil teknoloji olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. 
İnsanlar arası iletişimde oldukça popüler olan mobil telefonlar bugünkü geldiğimiz noktada hayatımızın her anını kaplamış 
durumda. Çevremize baktığımızda kullanmayan insan yok diye diyebiliriz. Neredeyse yaş sınırı olmadan kullanılan bu 
teknoloji artık sadece iletişim aracı olarak değil, yaşamsal bir gereklilik olmuştur.

Mobil teknolojinin geçmişten günümüze uzanan serüvenine göz atmak için 15 Şubat 1880’e yani; Alexander Graham Bela ve Charles Sumner 
Tainter’in Radyofon isimli aygıtla konuşmaları açıkça karşı tarafa aktaran başarılı denemelerine gitmemiz gerekir. 
15 Şubat 1880’de Washington’da 13.Cadde’deki Franklin Okulu’nun tepesine yerleştirilen bir verici sayesinde ilk telefon görüşmesi başarılı bir 
şekilde gerçekleştirilmiştir.
Telgraf sistemine benzer bir şekilde çift bağlantı üzerinden oluşturulan sisteme göre ilk bağlantı demir, diğer bağlantı ise toprak olarak kullanılıyordu.
Fakat bu sistemde sesler karışık olarak iletiliyor ve ses kayıpları yaşanıyordu. Bakırın gelişimiyle birlikte çoklu tel kullanımı sağlanarak 1886yılında 
tek bir devreden farklı frekanslarla ses gönderen Multiplex kısa devresi meydana getirildi. Ses kayıpları ise uzun hatlara yerleştirilen yükselticilerle 
giderilmiş oldu.
1920 yılında Bell düzeneği olarak geliştirilen Strowger, otomatik arayıcıyla araya herhangi bir operatör girmeden aboneler bağlantı kurabilmeye 
başladılar.

Osmanlı Devletinde ise 1908 yılında uygulanmaya başlanmıştır. 1911 yılında Kadıköy ve Beyoğlu semtlerinde iki tane santral kurularak hizmete 
açılmıştır. 1926 yılında ise Ankara’da ilk otomatik telefon santralimiz kurulmuştur. 1970’li yıllardan sonra da PTT ile başlayan geniş iletişim 
hizmetleri diğer il merkezlerine hızla yayılarak santraller kurulmaya başlamıştır.

Bir elektrik devresi üzerinden bir telefon konuşmasının yapılması için:

Ses Enerjisi >>>>>>>> Mekanik Enerjiye
Mekanik Enerjisi >>>>> Elektrik Enerjisine
Elektrik Enerjisinin Nakli >>>>>
Elektrik Enerjisi >>>>>> Manyetik Enerjiye
Manyetik Enerji >>>>>> Mekanik Enerjiye
Mekanik Enerji >>>>>> Ses Enerjisine
dönüştürülür.

Haberleşme İmkânları

İki telli analog radyo sinyal hattı / 1 Konuşma
Analog radyo röle link hattı / 30 Konuşma
Sayısal radyo röle link hattı / 1920 Konuşma
Çok kollu koaksiyonel kablo hattı / 7680 Konuşma
Fiberoptik kablo hattı / 10000 Üzeri Konuşma
Muhabere uydu hattı / 20000 Üzeri Konuşma

Cep Telefonu’na Geçiş

Motorola şirketi bünyesinde mühendis olarak çalışan Amerikalı Martin Cooper tarafından 1973 yılında yapılan ilk cep telefonu,
1 kilodan fazla bir ağırlığa sahipti ve bataryası sadece 20 dakika dayanabiliyordu.
Cep telefonu, taşınabilir ve geniş kapsama alanlı kablosuz iletişim kanalını kullanmak için üretilen iletişim ve muti medya aygıtıdır. 
Modeline ve servis sağlayıcısına göre sesli konuşma ve kısa mesaj imkânı sunmaktadır. Bunların yanı sıra görüntülü görüşme,
görüntülü mesaj, müzik çalar, internet ve veri aktarımı gibi bilgisayar sistemlerini de kullanmaktadır.

Sınıflandırma

Veri Girişine Göre Cep Telefonları

Tuş Takımlı
Dokunmatik

Gövdesine Göre Cep Telefonları

Ekranlı ve Tuş Takımlı
Kapaklı
Kayan Kapaklı ve Kızaklı

Materyaller

Simkart
Pil
Anten

1.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Hücresel bir ağ sistemi ile çalışan bu teknoloji 1979 yılında Japonya’da NTT(Nippon Telegraph and Telephone) 
tarafından kullanılmaya başladı. Başlangıçta sadece Tokyo’da oluşturulan sistem kısa sürede Japonya’nın bütün 
bölgelerini kapsayacak şekilde genişletildi.
1981 yılında Nordic Mobile Telephone (NMT) Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç’te bu sistemi yaygınlaştırarak 
ilk cep telefonu şebekesi oldu. 
1983 tarihinde ise ABD’de başlatılan 1G projesi ile Motorola DynaTAC cep telefonu üretilerek Amerikan Bilgi Teknolojileri Kurumu oluşturuldu.
Konuşma ve veri iletişimi sırasında kullanıcının yer değiştirmesi, yani hareket etmesi ile birlikte kullanılan hücresel ağın dışına çıkması muhtemeldir. 
İletişimin devam edebilmesi için başka bir hücresel kapsama alanına girilmesi gerekir. Geliştirilen kablosuz teknoloji sayesinde Hücreler arası geçiş 
oluşturularak var olan iletişimin kesintiye uğramadan devam etmesi sağlanmıştır.
Hücre değiştireceğini anlayan mobil cihaz, diğer hücrenin baz istasyonuna "geçiş isteği" mesajı gönderir. Bu esnada, servis hala eski hücrenin baz 
istasyonu tarafından verilir.

Özellikleri

Geniş Kapsama Alanı
Yüksek Kapasite
Yük Dağıtımı Olanağı (Yüksek miktarda isteğin karşılanabilmesi için isteklerin birkaç cihaz tarafından işlenmesi)
Dolaşım Tekniği (1G cihazların birçok ağda kullanılabilmesi, dolayısıyla telefon değiştirmeden yurtdışında da görüşme olanağı)
Analog Hücresel Teknoloji
Bant Genişliği / 2kbps

Olumsuz Etkileri

Güvenlik Seviyesi Düşük (Telefon görüşmeleri rahatlıkla dinlenebilir) 
Veri İletişimi Desteklemez

2.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Analog veri yerine sayısal verilerin kullanılmaya başlanıldığı 2G, tüm cihazlarda bağlantı ve durum verilerini tek kanal üzerinden yollamaktadır. 
Geliştirilen GSM sistemi 850 – 900 Mhz bandını kullanmak üzere tasarlanmış fakat kullanıcın sayısının artmasıyla 1800 – 1900 Mhz olarak yükseltilmiştir. 
Ülkemizde GSM1800 olarak bilinen sistem başka şebeke kanallarında DCS olarak adlandırılmaktadır. İlerleyen teknoloji ile birlikte internetin yaygınlaşması 
GSM’in 9.6 kbps veri kapasitesi yetersiz hale gelmeye başlayınca HSCSD (High Speed Circuit Switched Data) oluşturulmuştur. Bir cihaz birçok kanalı aynı 
anda kullanarak 43.2 kbps‘ye kadar veri iletişimi yapabilmektedir. Fakat veri iletimi konusunda hat meşguliyeti oluşturarak sorunların bu yeni sistemde de 
ortaya çıkması farklı çözümlerin oluşmasını sağlıyordu ve bu noktada ortaya GPRS çıktı. GPRS, şebeke üzerinden paket anahtarlamalı olarak veri iletim 
kanalı sadece bandın veri iletilirken kullanılmasını sağlayarak sorunları ortadan kaldırıyordu. GPRS’in hızını artırmak amacıyla ise üçüncü neslin başlangıcı 
olarak sayılabilecek hızlı veri iletişimi teknolojisi olan EDGE kullanılmaya başlandı.

2.5G GPRS
2.75G EDGE

Özellikleri

Daha Yüksek Ses Kalitesi
Daha Yüksek Kapasite
Ses ve Veri Şifreleme İmkânı
Kısa Veri İletimi
SMS Desteği
Dijital Ses Kodlama
Dijital Hücresel Teknoloji
Mobil Cihazlarda İnternet
Bant Genişliği / 14-64kbps
Frekans Bandı 1800 Mhz

Olumsuz Etkileri

Şebeke Meşgul İletisi ( Çoklu bant genişliğinde az kullanılan işlemci sayısı hat kullanılmadığı zaman bile meşgul hatası oluşturuyordu.)

3.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

GSM EDGE, UMTS, CDMA2000, DECT ve WiMAX teknolojilerini kapsayan ileri seviye bir mobil platform olan 3G, geniş alanda kablosuz
telefon görüşmeleri, görüntülü aramalar ve kablosuz veri aktarımı sağlamaktadır. Eşzamanlı olarak konuşma ve veri yüksek veri hızlarını 
aynı anda sunar. 
3G, neredeyse insanların tamamının kullandığı, iletişimde şu anlık en yaygın olan sistem olma özelliğini taşımaktadır. Ülkemiz içerisinde bütün 
operatörlerin desteklediği sistem mobil telefon dünyasındaki standartların ne seviye ulaşabileceğinin en popüler kanıtı.

Özellikleri

Geniş Kapsama Alanında Kablosuz Görüşme
Görüntülü Görüşme Seçenekleri
Hızlı Kablosuz Veri Aktarımı
Büyük Ağ Kapasitesi
Daha Yüksek Güvenlik
KASUMİ Blok Kriptosu
Bant Genişliği / 2mbps
Geniş Bant İp Teknolojisi
Frekans Bandı 2100 Mhz

Olumsuz Etkileri

Bazı Alanlarda 3G Hizmet Ücretinin Yüksekliği
Pil Ömürlerini Negatif Etkileme
Yaygınlaşma Sürecinde Kapsama Alanının Darlığı
Ülkeler Arası Lisanslama Maddelerindeki Farklılıklardan Oluşan Sıkıntılar
3G Telefon Maliyetlerinin Yüksekliği

4.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Dünya genelinde birçok ülkede kullanıma sunulan ülkemizde ise 2016 yılında kullanılması planlanan yeni teknolojisin 
alt yapı çalışmaları devam etmektedir. 3G sistemlerinde oluşan kapsama sorunlarını giderebilme ihtiyacı ile piyasaya 
çıkan 4G LTE şu an kullandığımız bazı telefonları desteklemektedir. Cep telefonları için 100 mbps, kablosuz ağlarda ise 
1 Gbps’ ye kadar hız imkânı sunmaktadır. Ultra hızlı yeni sistemde bir yerde çoklu kitle iletişimi ile kullanıcılara hizmet 
verebileceği bir şekilde uçtan uca IP çözümü sağlar.
LTE teknolojisi 4G ile aynı anlamı taşımasa da genel olarak birbirlerini tamamlayıcı özellikte oldukları söylenebilir.
Çoğumuz LTE’nin 4G’nin farklı bir adı olduğunu düşünmüşüzdür fakat LTE, bir kablosuz genişbant teknolojisi ve hücresel 
veri transferi kuralına dayalı tablet ve cep telefonlarımızın internet bağlantı hızını artırmak amacıyla kullanılan bir sistem.

Özellikleri

Yüksek Şebeke Kapasitesi
100 Mbit/s Veri Hızı
Kusursuz Bağlantı ve Küresel Dolaşım
Resim Video Gibi Dosyalarda Yüksek Hizmet Kalitesi
Kablosuz Standart Uyumu
Aynı Türde Olmayan İki Ağ Arasında Uyumluluk
Üst Seviyede Verimlilik
Bant Genişliği / 200mbps
Frekans Bandı 2450 Mhz

4G Sisteminin Şu Anda Mevcut Olduğu Ülkeler:

Afganistan, Afrika, Avustralya, Hollanda, Brezilya, Kanada, Fransa, Hindistan, Endonezya, İrlanda, İtalya, Kazakistan, Malta, Arabistan, 
Belçika, Yeni Zelanda, Pakistan, Filipinler, Polonya, Romanya, Rusya, Norveç, İsveç, İspanya, Güney Kore, İsviçre, İngiltere, Amerika.

Ülkemizde henüz kullanımda olmayan sistemin cazip özellikleri fazlasıyla bulunmaktadır. 
Hız seviyesinin rakamsal ifadesi bile teknolojinin boyutlarında kaybolmak için yeterli bir sebep olarak gösterilebilir. 
Fakat bu hızla birlikte yaşanması muhtemel problemlerde görünüyor.

Olumsuz Etkileri

Pil Ömrünün Kısa Olması
Yüksek Hızda İnternet Kullanımına Bağlı Olarak Kota Problemleri

5.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Bant genişliği ve mobil teknoloji standartlarının en son aşaması olarak görünen 5G, daha iyi ve daha güncel teknolojiler 
ile donatılan muazzam hızda bir kablosuz bağlantı teknolojisi. 4G ile 100 Megabit’lere kadar ulaşabileceğiniz hız bu
teknolojide 10 katına kadar çıkarak 1000 Megabit’e dayanıyor. Teknoloji Dünyasında hızın ne kadar önemli olduğunu ve 
bunun artık sınırlarının olmadığını her yeni çıkan teknolojide fark ediyoruz. Wi-Fi sinyalleri üzerinden dağıtımı yapılan
teknoloji ile kapsama alanı kavramını tarih sayfalarına gönderilmeye hazırlanıyor. Bulunan ortamın sebep olduğu bağlantı sorunu 
ortadan kalkacak gibi görünüyor. Özellikle güç tüketim seviyesini minimuma indirmesiyle adından fazla söz ettireceğe benziyor. 
Ülkemizde henüz 4G bile kullanılmıyor ama bu sistem özellikleriyle 5G’ye direk geçiş sözlerini duymamıza sebep oldu. 
5G teknolojisinin piyasadaki en büyük geliştiricisi Ericsson olarak görünüyor. Fakat pek çok marka bu yeni teknolojiyi destekler 
nitelikte hamleler yapmakta. Alcatel-Lucent’i satın alan eski cep telefonu devi Nokia ve şu an mobil piyasanın lideri konumunda 
sayılabilecek Samsung’da 5G teknolojisini yakından takip ediyor. 

Dünya üzerinde sürekli olarak en çok kullanılan teknolojinin mobil teknoloji olduğunu söylemek yanlış olmaz sanırım. 
İnsanlar arası iletişimde oldukça popüler olan mobil telefonlar bugünkü geldiğimiz noktada hayatımızın her anını kaplamış 
durumda. Çevremize baktığımızda kullanmayan insan yok diye diyebiliriz. Neredeyse yaş sınırı olmadan kullanılan bu 
teknoloji artık sadece iletişim aracı olarak değil, yaşamsal bir gereklilik olmuştur.

Mobil teknolojinin geçmişten günümüze uzanan serüvenine göz atmak için 15 Şubat 1880’e yani; Alexander Graham Bela ve Charles Sumner 
Tainter’in Radyofon isimli aygıtla konuşmaları açıkça karşı tarafa aktaran başarılı denemelerine gitmemiz gerekir. 
15 Şubat 1880’de Washington’da 13.Cadde’deki Franklin Okulu’nun tepesine yerleştirilen bir verici sayesinde ilk telefon görüşmesi başarılı bir 
şekilde gerçekleştirilmiştir.
Telgraf sistemine benzer bir şekilde çift bağlantı üzerinden oluşturulan sisteme göre ilk bağlantı demir, diğer bağlantı ise toprak olarak kullanılıyordu.
Fakat bu sistemde sesler karışık olarak iletiliyor ve ses kayıpları yaşanıyordu. Bakırın gelişimiyle birlikte çoklu tel kullanımı sağlanarak 1886yılında 
tek bir devreden farklı frekanslarla ses gönderen Multiplex kısa devresi meydana getirildi. Ses kayıpları ise uzun hatlara yerleştirilen yükselticilerle 
giderilmiş oldu.
1920 yılında Bell düzeneği olarak geliştirilen Strowger, otomatik arayıcıyla araya herhangi bir operatör girmeden aboneler bağlantı kurabilmeye 
başladılar.

Osmanlı Devletinde ise 1908 yılında uygulanmaya başlanmıştır. 1911 yılında Kadıköy ve Beyoğlu semtlerinde iki tane santral kurularak hizmete 
açılmıştır. 1926 yılında ise Ankara’da ilk otomatik telefon santralimiz kurulmuştur. 1970’li yıllardan sonra da PTT ile başlayan geniş iletişim 
hizmetleri diğer il merkezlerine hızla yayılarak santraller kurulmaya başlamıştır.

Bir elektrik devresi üzerinden bir telefon konuşmasının yapılması için:

Ses Enerjisi >>>>>>>> Mekanik Enerjiye
Mekanik Enerjisi >>>>> Elektrik Enerjisine
Elektrik Enerjisinin Nakli >>>>>
Elektrik Enerjisi >>>>>> Manyetik Enerjiye
Manyetik Enerji >>>>>> Mekanik Enerjiye
Mekanik Enerji >>>>>> Ses Enerjisine
dönüştürülür.

Haberleşme İmkânları

İki telli analog radyo sinyal hattı / 1 Konuşma
Analog radyo röle link hattı / 30 Konuşma
Sayısal radyo röle link hattı / 1920 Konuşma
Çok kollu koaksiyonel kablo hattı / 7680 Konuşma
Fiberoptik kablo hattı / 10000 Üzeri Konuşma
Muhabere uydu hattı / 20000 Üzeri Konuşma

Cep Telefonu’na Geçiş

Motorola şirketi bünyesinde mühendis olarak çalışan Amerikalı Martin Cooper tarafından 1973 yılında yapılan ilk cep telefonu,
1 kilodan fazla bir ağırlığa sahipti ve bataryası sadece 20 dakika dayanabiliyordu.
Cep telefonu, taşınabilir ve geniş kapsama alanlı kablosuz iletişim kanalını kullanmak için üretilen iletişim ve muti medya aygıtıdır. 
Modeline ve servis sağlayıcısına göre sesli konuşma ve kısa mesaj imkânı sunmaktadır. Bunların yanı sıra görüntülü görüşme,
görüntülü mesaj, müzik çalar, internet ve veri aktarımı gibi bilgisayar sistemlerini de kullanmaktadır.

Sınıflandırma

Veri Girişine Göre Cep Telefonları

Tuş Takımlı
Dokunmatik

Gövdesine Göre Cep Telefonları

Ekranlı ve Tuş Takımlı
Kapaklı
Kayan Kapaklı ve Kızaklı

Materyaller

Simkart
Pil
Anten

1.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Hücresel bir ağ sistemi ile çalışan bu teknoloji 1979 yılında Japonya’da NTT(Nippon Telegraph and Telephone) 
tarafından kullanılmaya başladı. Başlangıçta sadece Tokyo’da oluşturulan sistem kısa sürede Japonya’nın bütün 
bölgelerini kapsayacak şekilde genişletildi.
1981 yılında Nordic Mobile Telephone (NMT) Danimarka, Finlandiya, Norveç ve İsveç’te bu sistemi yaygınlaştırarak 
ilk cep telefonu şebekesi oldu. 
1983 tarihinde ise ABD’de başlatılan 1G projesi ile Motorola DynaTAC cep telefonu üretilerek Amerikan Bilgi Teknolojileri Kurumu oluşturuldu.
Konuşma ve veri iletişimi sırasında kullanıcının yer değiştirmesi, yani hareket etmesi ile birlikte kullanılan hücresel ağın dışına çıkması muhtemeldir. 
İletişimin devam edebilmesi için başka bir hücresel kapsama alanına girilmesi gerekir. Geliştirilen kablosuz teknoloji sayesinde Hücreler arası geçiş 
oluşturularak var olan iletişimin kesintiye uğramadan devam etmesi sağlanmıştır.
Hücre değiştireceğini anlayan mobil cihaz, diğer hücrenin baz istasyonuna "geçiş isteği" mesajı gönderir. Bu esnada, servis hala eski hücrenin baz 
istasyonu tarafından verilir.

Özellikleri

Geniş Kapsama Alanı
Yüksek Kapasite
Yük Dağıtımı Olanağı (Yüksek miktarda isteğin karşılanabilmesi için isteklerin birkaç cihaz tarafından işlenmesi)
Dolaşım Tekniği (1G cihazların birçok ağda kullanılabilmesi, dolayısıyla telefon değiştirmeden yurtdışında da görüşme olanağı)
Analog Hücresel Teknoloji
Bant Genişliği / 2kbps

Olumsuz Etkileri

Güvenlik Seviyesi Düşük (Telefon görüşmeleri rahatlıkla dinlenebilir) 
Veri İletişimi Desteklemez

2.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Analog veri yerine sayısal verilerin kullanılmaya başlanıldığı 2G, tüm cihazlarda bağlantı ve durum verilerini tek kanal üzerinden yollamaktadır. 
Geliştirilen GSM sistemi 850 – 900 Mhz bandını kullanmak üzere tasarlanmış fakat kullanıcın sayısının artmasıyla 1800 – 1900 Mhz olarak yükseltilmiştir. 
Ülkemizde GSM1800 olarak bilinen sistem başka şebeke kanallarında DCS olarak adlandırılmaktadır. İlerleyen teknoloji ile birlikte internetin yaygınlaşması 
GSM’in 9.6 kbps veri kapasitesi yetersiz hale gelmeye başlayınca HSCSD (High Speed Circuit Switched Data) oluşturulmuştur. Bir cihaz birçok kanalı aynı 
anda kullanarak 43.2 kbps‘ye kadar veri iletişimi yapabilmektedir. Fakat veri iletimi konusunda hat meşguliyeti oluşturarak sorunların bu yeni sistemde de 
ortaya çıkması farklı çözümlerin oluşmasını sağlıyordu ve bu noktada ortaya GPRS çıktı. GPRS, şebeke üzerinden paket anahtarlamalı olarak veri iletim 
kanalı sadece bandın veri iletilirken kullanılmasını sağlayarak sorunları ortadan kaldırıyordu. GPRS’in hızını artırmak amacıyla ise üçüncü neslin başlangıcı 
olarak sayılabilecek hızlı veri iletişimi teknolojisi olan EDGE kullanılmaya başlandı.

2.5G GPRS
2.75G EDGE

Özellikleri

Daha Yüksek Ses Kalitesi
Daha Yüksek Kapasite
Ses ve Veri Şifreleme İmkânı
Kısa Veri İletimi
SMS Desteği
Dijital Ses Kodlama
Dijital Hücresel Teknoloji
Mobil Cihazlarda İnternet
Bant Genişliği / 14-64kbps
Frekans Bandı 1800 Mhz


Olumsuz Etkileri

Şebeke Meşgul İletisi ( Çoklu bant genişliğinde az kullanılan işlemci sayısı hat kullanılmadığı zaman bile meşgul hatası oluşturuyordu.)

3.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

GSM EDGE, UMTS, CDMA2000, DECT ve WiMAX teknolojilerini kapsayan ileri seviye bir mobil platform olan 3G, geniş alanda kablosuz
telefon görüşmeleri, görüntülü aramalar ve kablosuz veri aktarımı sağlamaktadır. Eşzamanlı olarak konuşma ve veri yüksek veri hızlarını 
aynı anda sunar. 
3G, neredeyse insanların tamamının kullandığı, iletişimde şu anlık en yaygın olan sistem olma özelliğini taşımaktadır. Ülkemiz içerisinde bütün 
operatörlerin desteklediği sistem mobil telefon dünyasındaki standartların ne seviye ulaşabileceğinin en popüler kanıtı.

Özellikleri

Geniş Kapsama Alanında Kablosuz Görüşme
Görüntülü Görüşme Seçenekleri
Hızlı Kablosuz Veri Aktarımı
Büyük Ağ Kapasitesi
Daha Yüksek Güvenlik
KASUMİ Blok Kriptosu
Bant Genişliği / 2mbps
Geniş Bant İp Teknolojisi
Frekans Bandı 2100 Mhz


Olumsuz Etkileri

Bazı Alanlarda 3G Hizmet Ücretinin Yüksekliği
Pil Ömürlerini Negatif Etkileme
Yaygınlaşma Sürecinde Kapsama Alanının Darlığı
Ülkeler Arası Lisanslama Maddelerindeki Farklılıklardan Oluşan Sıkıntılar
3G Telefon Maliyetlerinin Yüksekliği


4.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Dünya genelinde birçok ülkede kullanıma sunulan ülkemizde ise 2016 yılında kullanılması planlanan yeni teknolojisin 
alt yapı çalışmaları devam etmektedir. 3G sistemlerinde oluşan kapsama sorunlarını giderebilme ihtiyacı ile piyasaya 
çıkan 4G LTE şu an kullandığımız bazı telefonları desteklemektedir. Cep telefonları için 100 mbps, kablosuz ağlarda ise 
1 Gbps’ ye kadar hız imkânı sunmaktadır. Ultra hızlı yeni sistemde bir yerde çoklu kitle iletişimi ile kullanıcılara hizmet 
verebileceği bir şekilde uçtan uca IP çözümü sağlar.
LTE teknolojisi 4G ile aynı anlamı taşımasa da genel olarak birbirlerini tamamlayıcı özellikte oldukları söylenebilir.
Çoğumuz LTE’nin 4G’nin farklı bir adı olduğunu düşünmüşüzdür fakat LTE, bir kablosuz genişbant teknolojisi ve hücresel 
veri transferi kuralına dayalı tablet ve cep telefonlarımızın internet bağlantı hızını artırmak amacıyla kullanılan bir sistem.

Özellikleri

Yüksek Şebeke Kapasitesi
100 Mbit/s Veri Hızı
Kusursuz Bağlantı ve Küresel Dolaşım
Resim Video Gibi Dosyalarda Yüksek Hizmet Kalitesi
Kablosuz Standart Uyumu
Aynı Türde Olmayan İki Ağ Arasında Uyumluluk
Üst Seviyede Verimlilik
Bant Genişliği / 200mbps
Frekans Bandı 2450 Mhz

4G Sisteminin Şu Anda Mevcut Olduğu Ülkeler:

Afganistan, Afrika, Avustralya, Hollanda, Brezilya, Kanada, Fransa, Hindistan, Endonezya, İrlanda, İtalya, Kazakistan, Malta, Arabistan, 
Belçika, Yeni Zelanda, Pakistan, Filipinler, Polonya, Romanya, Rusya, Norveç, İsveç, İspanya, Güney Kore, İsviçre, İngiltere, Amerika.

Ülkemizde henüz kullanımda olmayan sistemin cazip özellikleri fazlasıyla bulunmaktadır. 
Hız seviyesinin rakamsal ifadesi bile teknolojinin boyutlarında kaybolmak için yeterli bir sebep olarak gösterilebilir. 
Fakat bu hızla birlikte yaşanması muhtemel problemlerde görünüyor.

Olumsuz Etkileri

Pil Ömrünün Kısa Olması
Yüksek Hızda İnternet Kullanımına Bağlı Olarak Kota Problemleri


5.Nesil Kablosuz Telefon Teknolojisi

Bant genişliği ve mobil teknoloji standartlarının en son aşaması olarak görünen 5G, daha iyi ve daha güncel teknolojiler 
ile donatılan muazzam hızda bir kablosuz bağlantı teknolojisi. 4G ile 100 Megabit’lere kadar ulaşabileceğiniz hız bu
teknolojide 10 katına kadar çıkarak 1000 Megabit’e dayanıyor. Teknoloji Dünyasında hızın ne kadar önemli olduğunu ve 
bunun artık sınırlarının olmadığını her yeni çıkan teknolojide fark ediyoruz. Wi-Fi sinyalleri üzerinden dağıtımı yapılan
teknoloji ile kapsama alanı kavramını tarih sayfalarına gönderilmeye hazırlanıyor. Bulunan ortamın sebep olduğu bağlantı sorunu 
ortadan kalkacak gibi görünüyor. Özellikle güç tüketim seviyesini minimuma indirmesiyle adından fazla söz ettireceğe benziyor. 
Ülkemizde henüz 4G bile kullanılmıyor ama bu sistem özellikleriyle 5G’ye direk geçiş sözlerini duymamıza sebep oldu. 
5G teknolojisinin piyasadaki en büyük geliştiricisi Ericsson olarak görünüyor. Fakat pek çok marka bu yeni teknolojiyi destekler 
nitelikte hamleler yapmakta. Alcatel-Lucent’i satın alan eski cep telefonu devi Nokia ve şu an mobil piyasanın lideri konumunda 
sayılabilecek Samsung’da 5G teknolojisini yakından takip ediyor. 

1 Gigabit Hızında Data Aktarımı
Sinyal Verimliliği
Data Aktarım Süresinin Milisaniyelere Kadar Düşmesi
Tamamen Yüksek ve Bozulmayan Güvenlik

İnternet hızının düşünülenin ötesinde bir hıza ulaşacağını kestirmek açısından şöyle bir örnek verebiliriz. 
4G teknolojisi ile 8Gb boyutundaki bir dosyayı ortalama olarak 1 saatte indirebiliriz. Fakat 5G hızı ile bu süreyi 
6 saniyeye kadar düşürebilmemiz mümkün.
Dünya genelinde şu an çok popüler olan Internet of Things (Nesnelerin İnterneti) teknolojisi 5G ile geliştirilecek.
İnternete bağlı giyilebilir cihazlar, trafik kameraları, sürücüsüz araçlar, akıllı ev aletleri, akıllı yollar ve ağaçlara
bağlı sensörler olarak bilinen bu yeni kavram önümüzdeki yıllarda 5G’nin hayata geçmesi ile birlikte daha da gün 
yüzüne çıkacaktır. Günlük hayatta sıklıkla kullandığımız ürün ve hizmetler ağ üzerinden sürekli olarak veri alışverişinde bulunacaklar. 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder